20 Kasım 2012 Salı

Manchester Kafilesi Kolla Kendini


Galatasaray'a dair ilk hatırladığım maç 20 ekim 1993 Manchester United-Galatasaray maçıdır. 5 yaşındaydım o zaman. Belki dünyaya geleli 5 yıl olmuştu fakat dünyadaki en büyük aşkla tanışmam o gün oluştu. Bugün hayal meyal de olsa gözümün önünde abim ve babamla maçı izleyişimiz ve maç sonraki sevincimiz. Ardından oynanan İstanbul'daki maçı da biraz hatırlıyorum ama daha çok maç sonunda evdeki kutlamaları. Yani, ben Galatasaraya güzlerimi bir Manchester zaferiyle açtım. Hınca hınç dolu Sami Yen tribünleri Avrupa Avrupa Duy Sesimizi' diye bağırıyordu. O gün çok iyi duyurmuştuk sesimizi.Sonrası da liseye kadar hep destanlarla zaferlerle dolu yıllar geçti Avrupa'da. 2002den sonra büyük bir ara verdik Avrupa'daki hanedanlığımıza. Üniversitedeki yıllarımda UEFA kupasındaki bazı zaferlerle mutlu olsak da bizi kesmiyor, ait olduğumuz yer olan Şampiyonlar Ligi özlemimiz içimizde yanıp tutuşuyordu..

Bu sene uzun yıllar sonra evimize döndük. Zorlu geçti bu arenadaki maceramız ve pek de istediğimiz gibi gitmedi işler 2 hafta öncesine kadar. Ya tamam ya devam maçında deplasmanda hak ettiğimiz bir galibiyet aldık. Şimdi ise iş, 3 puandan daha değerli bir noktaya geldi. Bugün yeni bir stadımız var. Kapasite olarak Ali Sami Yen'den daha büyük ama ruh olarak onun çok uzağında ve henüz cehennem özelliği kazanamadı. Avrupanın en büyük takımlarının diz çöktüğü, metrekare başına 1 zaferin düştüğü Ali Sami Yen stadındaki rakiplere korku salan atmosfer, tribün baskısı ve şanlı tarih burada henüz yazılamadı. İşin daha kötü tarafı Galatasaray yeni stadında büyük maç kazanma konusunda oldukça sıkıntılı. Geçen sene Süper Final'de evinde hiç maç kazanamayan takım, deplasman performansı ile şampiyon olabilmişti. Bu sene Şampiyonlar Ligi'nde de ilk 2 maçta galibiyet alamadı. İşte bu yüzden, Manchester maçında alınacak galibiyet hem takımın evinde büyük maç kazanamama fobisini yıkacak hem de Türk Telekom Arena'da ilk defa bir Avrupa devi bir resmi maçta çimlere gömülecek.

Evet Manchester yedek takımıyla geldi ancak tarih kadroları yazmayacak Galatasaray'ın Manchester United'ı yendiğini yazacak. Adı bile yeter öz güven için. İşin matematik kısmına gelirsek,  Galatasaray bu maçta kaybetse de kazansa da son maçta Braga karşısında kazanmak zorunda ya da en kötü berabere kalmalı. Kazanmak hiç bir şeyi garantilemeyeceği gibi, kaybetmek de hiç bir ümidi bitirmeyecek O yüzden bu maça 3 puan maçı değil prestij maçı olarak bakmak daha doğru olacak. Hem de Avrupada Galatasaray yeni bir sayfa açtıracak bir prestij.

Başta söylediğim gibi ben Galatasaray'a gözlerimi bir Manchester zaferiyle açtım ve hayatımda hiç bir şeyin bana veremeyeceği mutluluklar yaşadım. Şimdi önümüzde bir Manchester maçı ve yaşanacak yeni zaferlerin eşiği var. Haydi aslanlar. Yine gururlandırın ve sahadan çıkarmayın şu ingilizleri. Şimdi yeniden Avrupaya duy sesimizi deme zamanı.

Manchester Kafilesi! Kolla Kendini...


Şu şaşkın bakışları yarın küçük bezelye Hernandesten görmek dileğiyle...Vurduğun gol olsun Cimbomum.

Ha biraz da maç analizi yapmak gerekirse Manchester'in şu kadrosu Cluj ve Braga'dan daha güçlü. Bugün karşımıza çıkacak kadroda Rafael, Ashley Young, Anderson, Fletcher, Welbeck, Hernandez gibi 11de şans bulabilen oyuncular da oynayacak. Asla ve asla küçümsenemeyecek bir kadro. Önceliğimizin yenilmemek olması gereken bir maç. Grubun diğer maçında Braga'nın Cluj'u yenme ihtimali daha yüksek. Öyle bir durumda Portekiz'e puan olarak öne gitmemiz için en kötü berabere kalmamız lazım. Kazanmak olay olur ama düşündüğümüz kadar kolay olmaz. Samimi olmak gerekirse ben beraberlik bekliyorum bu maçtan. Olur da bu maçı kazanırsak en büyük pay Hamit Altıntop'un olacaktır.

Hiç yorum yok: